Hak Ettiğiniz İlgi
Harun Arbatlı, 1994 yılından beri Kalp ve Damar cerrahisi alanında doktorluk yapmaktadır. 2024 yılından itibaren Medicana Bahçelievler Hastanesi bünyesinde Kalp ve Damar cerrahisi bölümünde hizmet vermektedir.
Tıbbi Danışma
Kalp ve damar hastalıkları konusunda ikinci görüş almak isteyen hastalarımıza, online veya hastane ortamında muayene seçenekleri sunuyoruz. Amacımız, "heart team" (kalp tedavi ekibi) yaklaşımıyla en uygun tedaviyi belirleyerek hastalarımıza en iyi şekilde yardımcı olmaktır. Bu ekip yaklaşımı, her hastanın durumuna özel olarak en iyi kararları alabilmek için çeşitli uzmanlık alanlarından gelen profesyonellerin bir araya gelmesini sağlar.


Kalp ve Damar Cerrahisi
Kalp ve damar cerrahisi kliniğimiz, hasta memnuniyetini ön planda tutarak empati ile hizmet sunar. Hastalarımızın endişelerini anlar ve onlara en iyi bakımı sağlarız. Modern teknoloji ve yılların tecrübesiyle tanı ve tedavilerde en yüksek standartları uygularız. Her hastaya özel tedavi planları sunarak makul fiyatlarla kaliteli hizmet veririz. Amacımız, hastalarımıza güven ve huzur dolu bir sağlık deneyimi yaşatmaktır.
Tıbbi Hizmetler



Koroner Bypass Cerrahisi:
Koroner bypass cerrahisi dört farklı şekilde yapılabilir;
Konvansiyonel bypass operasyonu: En çok uygulanan şeklidir, bu operasyonda kalp özel yöntemlerle metabolizması yavaşlatılarak durdurulur ve korunur. Bu sırada organların beslenmesi kanın oksijenlenmesini ve vücutta dolaşımını sağlayan kalp – akciğer pompası ile sağlanır. Vücudumuzda bulunan göğüs içindeki atardamar (IMA / Internal Mamarian Artery), ön kol atardamarı (Radial Artery) ve bacak toplardamarı (Saphenous Vein) gibi damarlar kullanılarak tıkalı kalp damarlarının ilerisine köprü oluşturulur.Hassas bir işlem olduğu için 2,5 ile 9 katına kadar görüntüyü büyüten özel gözlükler kullanılır.
Çalışan kalpte bypass operasyonu: İkinci sıklıkta kullanılan yöntemdir. Bu yöntemde kalp durdurulmaz, kalp hızı ilaçlar yardımıyla yavaşlatılarak ve kalbin gerekli bölgelerini hareketsiz kılan bazı sabitleyici cihazlar yardımıyla gerekli damarlara bypass işlemi yapılır (Resim). Bu yöntemde amaç kalp akciğer pompasının olumsuz etkilerinden kaçınmaktır. Bazı özel durumlarda bu yöntem tercih edilir.
Minimal invaziv koroner bypass operasyonu: Bu yöntem diğerlerine göre daha az sıklıkta kullanılmaktadır. Sol meme altından daha küçük bir ameliyat kesisinden çalışarak bypass işlemi yapılır. Ancak kalbin tüm bölgelerine ulaşmakta güçlük çekilebildiği için yaygın damar hastalığı bulunan hastalarda uygulanması sakıncalıdır.
Robotik yöntem ile koroner bypass operasyonu:
Bu yöntemde robotik kollar sayesinde göğüs içerisinde daha kolay hareket edilebilmekte ve bypass için kullanılan göğüs kemiği altındaki atardamarın (IMA) hazırlanması daha kolay olmaktadır. Ancak robotik kollardaki dokunma duyusu kullanıcı cerraha tam aktarılamadığı için hazırlanan damarın koroner damara dikilme işlemi (anastomoz işlemi) genellikle konvansiyonel olarak göğüs duvarında açılan küçük bir kesiden yapılmaktadır.
Kalp kapak hastalıkları nasıl tedavi edilir?
Kalp kapak hastalıklarında öncelik hastanın kendi kapağını koruyucu tamir metotlarında olmalıdır. İyi tamir edilen bir kapak hastanın yaşam kalitesini arttıracaktır.Kapaktaki kireçlenme ya da dejenerasyonun çok ileri olduğu durumlarda kapağın bir protez ile değiştirilmesi gereklidir. Kapak protezleri biyolojik ve mekanik olmak üzere iki türlüdür. Mekanik kapaklar ömür boyu kanın pıhtılaşmasını engelleyen ilaç kullanılmasını gerektirir. Buna karşın dejenere olmazlar. Biyolojik kapaklar hayvan dokularından elde edilirler ve pıhtılaşmayı engelleyen ilaçların kısa süre kullanılması yeterlidir. Ancak biyolojik kapakların dejenere olma eğilimleri vardır (Resim).Son zamanlarda kateterizasyon yoluyla ya da küçük cerrahi kesiler yoluyla kalbi durdurmadan yerleştirilen kapaklar da kullanılmaktadır. En sık aort kapak hastalıklarında kullanılan bu yöntem TAVI (Transcatheter Aortic Valve Implantation) adıyla bilinir. Bu yöntemde hasta kapak bir balon ile genişletilir ve büyük çaplı bir stent içine yerleştirilen biyolojik kapak hasta kapak içerisine yerleştirilir. Bu yöntem pulmoner kapak için de kullanılmaktadır.
Kapak ameliyatları nasıl yapılır?
Konvansiyonel yöntem: Bu yol ile tüm kalp kapaklarına ve koroner damarlara ulaşmak mümkündür. Göğüs ortasındaki kemik açılarak kalbe yaklaşılır. Kapak hastalıkları ile birlikte koroner damar hastalığı da var ise ilk tercih edilecek yöntemdir.
Küçük kesi ile yapılan (Minimal İnvaziv) yöntem: Kapak ameliyatlarında da klasik cerrahi yöntemden farklı olarak daha küçük cerrahi kesilerden de operasyon uygulamak mümkündür Mitral kapak için yaklaşım meme altından ya da biraz daha yandan koltuk altından yapılabilirken, aort kapak için bu küçük kesiler orta hatta, göğsün sağ yanında ya da koltuk altında olabilirler.
Robotik cerrahi yöntem: Bu yöntem genellikle mitral ve trkiüspid kapak için kullanılır, aort kapağında nadiren kullanılmaktadır. Küçük kesi ile yapılan operasyonlara göre avantajı, robotik kolların göğüs kafesi içerisinde hareket kaabiliyetinin daha fazla olması ve cerrahi kesi boyutunun biraz daha küçük olmasıdır.








Anevrizma tedavisi nasıl yapılır?
Aort anevrizması, aortun yani vücudumuzdaki en büyük damar olan ana arterin genişlemesi veya şişmesidir. Bu durum, aortun zayıf bir noktasının zamanla genişleyerek yırtılması ile sonuçlanır. Aort anevrizmalarının tedavisi, anevrizmanın boyutuna, yerine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir.Endovasküler tedavi, bu anevrizmaların tedavisinde kullanılan modern bir yöntemdir. Bu işlem, açık cerrahiye kıyasla daha az invazivdir ve genellikle kasık bölgesindeki bir atardamara küçük bir kesi yapılarak gerçekleştirilir. Kesi yapılan bu bölgeden, bir kateter yardımıyla aortun içindeki anevrizma bölgesine stent-graft adı verilen özel bir tüp yerleştirilir. Bu tüp, anevrizmanın zayıf duvarlarını destekleyerek, kan akışının bu bölgeden güvenli bir şekilde geçmesini sağlar. Ancak her hasta bu tedaviye uygun olmayabilir, bu yüzden doktorlar her vakayı bireysel olarak değerlendirir. Endovasküler tedavi, genellikle daha hızlı iyileşme süresi ve daha az komplikasyon riski sunar. Abdominal aort anevrizmasının endovasküler tedavisi (EVAR): Minimal invaziv bir yöntemle yapılan bir müdahaledir. Bu teknik, açık cerrahiye alternatif olarak geliştirilmiştir ve özellikle yüksek riskli cerrahi hastaları için uygundur. EVAR prosedürü genellikle lokal veya genel anestezi altında gerçekleştirilir. İşlem, femoral arterlerden erişim sağlanarak başlar; her iki bacağın kasık bölgesinden küçük kesiler yapılarak kateterler yerleştirilir.Stent-greft adı verilen özel bir cihaz, kateter aracılığıyla aortun anevrizma bölgesine yönlendirilir. Bu stent-greft, anevrizmanın zayıf duvarını güçlendirir ve kan akışını normal aort duvarından yönlendirerek yırtılma riskini azaltır. Prosedür sırasında fluoroskopi veya intravasküler ultrason gibi görüntüleme teknikleri kullanılarak cihazın doğru pozisyonda yerleştirildiği sürekli olarak izlenir.EVAR’ın avantajları arasında daha kısa ameliyat süresi, hastanede kalış süresinin azalması ve iyileşme sürecinin hızlanması bulunur. Ancak, endoleak (kanın anevrizma bölgesine sızması), stent-greft kayması veya enfeksiyon gibi komplikasyon riski de mevcuttur. Bu nedenle, EVAR uygulanan hastalar düzenli takip ve görüntüleme kontrollerine ihtiyaç duyar. Başarılı bir EVAR, hastaların yaşam kalitesini artırırken, aort anevrizmasının patlama riskini etkin bir şekilde ortadan kaldırır.Torasik aort anevrizmasının endovasküler tedavisi (TEVAR): Aortun göğüs bölgesinde yer alan kısmındaki anevrizmalar için uygulanan minimal invaziv bir yöntemdir. Bu tedavi, özellikle cerrahi riskin yüksek olduğu hastalarda tercih edilir ve açık cerrahiye kıyasla daha az travmatik bir seçenek sunar. Genellikle genel anestezi altında gerçekleştirilir. Prosedür, femoral arter yoluyla kateter yerleştirilmesiyle başlar. Kateter aracılığıyla, torasik aortadaki anevrizma bölgesine stent-greft adı verilen bir yapay tüp yönlendirilir. Bu stent-greft, anevrizmanın zayıflamış duvarlarını güçlendirir ve kanın bu bölgeden güvenli bir şekilde akmasını sağlar, böylece anevrizmanın yırtılma riski ortadan kalkar. TEVAR'ın avantajları arasında daha kısa iyileşme süresi, daha az komplikasyon riski ve hastanede kalış süresinin kısalması yer alır. Bununla birlikte, endoleak gibi komplikasyon riskleri de mevcuttur ve bu nedenle hastaların düzenli olarak takip edilmesi gerekir. TEVAR, torasik aort anevrizmalarının yönetiminde etkili ve güvenli bir tedavi seçeneğidir.
Periferik arter hastalığı tedavisinde ilaç kaplı balonlar ve ilaç kaplı stentler:
Periferik arter hastalığı (PAH), arterlerin daralması veya tıkanması sonucu bacaklarda ve bazen kollarda kan akışının azalmasıyla karakterize edilen bir durumdur. Bu hastalık genellikle ateroskleroz, yani arterlerde plak birikimi nedeniyle ortaya çıkar. Tedavi edilmezse, PAH ciddi komplikasyonlara yol açabilir, bu nedenle tedavi stratejileri büyük önem taşır.PAH tedavisinde kullanılan modern yöntemlerden biri, ilaç kaplı balonlar (DCB) ve ilaç kaplı stentlerdir (DES). İlaç kaplı balonlar, üzerlerinde kan damarlarını yeniden daraltmayı önleyen ilaçlar içeren balonlardır. Bu balonlar, daralmış arterlere yerleştirildiğinde şişirilir ve damar duvarına yapışan ilaç, plak oluşumunu ve damar daralmasını önlemeye yardımcı olur. İlaç kaplı balonların en büyük avantajlarından biri, stent yerleştirilmesine gerek kalmadan damarların genişletilebilmesidir. Bu, özellikle stent yerleştirmenin zor olduğu anatomik bölgelerde büyük bir avantaj sağlar.Öte yandan, ilaç kaplı stentler, damar içine yerleştirilen ve zamanla ilaç salınımı yaparak yeniden daralmayı önleyen ince metal tüplerdir. Stentler, arterin açık kalmasını sağlamak amacıyla kullanılır ve ilaç kaplı olmaları sayesinde yeniden daralma riskini azaltır. İlaç kaplı stentler, genellikle uzun süreli açık kalması gereken damar segmentlerinde tercih edilir. Bununla birlikte, stentlerin yerleştirilmesi, damar duvarında kalıcı bir metal yapı bırakılması anlamına gelir, bu da bazı durumlarda sınırlı esneklik sağlayabilir.DCB ve DES, PAH tedavisinde önemli ilerlemeler sağlamıştır. DCB, minimal invaziv bir yaklaşım sunarak, özellikle kısa lezyonlar ve küçük damarlar için etkili bir seçenek olarak öne çıkar. DES ise uzun segmentli lezyonlar ve daha geniş damarlar için etkili bir tedavi seçeneğidir. Hangi yöntemin kullanılacağı, hastanın damar yapısı, lezyonun yeri ve uzunluğu gibi faktörlere bağlıdır. Bu tedavi yöntemleri, PAH hastalarının yaşam kalitesini artırmada ve hastalığın ilerlemesini önlemede önemli bir rol oynamaktadır.







Periferik damar hastalığı tedavisinde
kullanılan modern cihazlar:
Rotablator, Jetstream, IVUS ve Medtronic HawkOne gibi cihazlar, perkütan girişimlerde kullanılan ileri teknolojik araçlar olup, damar tıkanıklıklarının tedavisinde etkinliği artıran ve hasta sonuçlarını iyileştiren önemli yardımcı cihazlardır. Bu cihazlar, özellikle koroner arter hastalığı, periferik arter hastalığı ve kompleks damar tıkanıklıklarının tedavisinde kullanılır.
1. Rotablator:•Rotablator, özellikle sert ve kalsifiye plakları tedavi etmek için kullanılan bir cihazdır. Yüksek hızlı bir bur ile çalışan Rotablator, kalsiyum birikimlerini ve sertleşmiş plakları mikroskopik parçalara ayırarak damarları açar. Bu işlem, balon anjiyoplasti veya stentleme öncesinde yapılır ve bu prosedürlerin başarısını artırır. Rotablator, sert plakların damar duvarına zarar vermeden temizlenmesine yardımcı olur, böylece işlem sırasında ve sonrasında komplikasyon riskini azaltır.
2. Jetstream:•Jetstream, periferik arter hastalığı tedavisinde kullanılan bir aterektomi cihazıdır. Bu cihaz, hem kesici hem de emme özellikleri ile damar içindeki plakları temizler. Jetstream’in çift yönlü bıçakları, çeşitli plak türlerini etkili bir şekilde tedavi eder ve daralmış damarların yeniden açılmasını sağlar. Aynı zamanda, emme sistemi, plak kalıntılarının işlem sırasında uzaklaştırılmasını sağlayarak parçacıklarım uç damarları tıkaması anlamına gelen“distal embolizasyon” riskini azaltır.
3. IVUS (Intravasküler Ultrasonografi):•IVUS, damar iç yapısının gerçek zamanlı görüntülenmesini sağlayan bir görüntüleme teknolojisidir. Bu cihaz, damarların iç yüzeyini ayrıntılı bir şekilde gösterir, bu da hekimlerin doğru tanı koymasına ve uygun tedavi stratejisini belirlemesine olanak tanır. IVUS, stent yerleştirme işlemi sırasında stentin doğru pozisyonda olup olmadığını kontrol etmek için de kullanılır ve işlemin güvenliğini artırır.
4. HawkOne:•HawkOne, periferik arter hastalıklarında kullanılan başka bir aterektomi cihazıdır. HawkOne, plakları verimli bir şekilde çıkarmak için güçlü bir kesici sisteme sahiptir ve damar içindeki sert plakların temizlenmesine yardımcı olur. Bu cihaz, çeşitli plak türlerine karşı etkilidir ve damarın tamamen açılmasını sağlayarak kan akımını iyileştirir.
Sonuç:Bu yardımcı cihazlar, perkütan işlemler sırasında büyük avantajlar sunar. Rotablator ve Jetstream, plakların temizlenmesi ve damarın açılması için kullanılırken, IVUS, işlemin doğruluğunu ve güvenliğini artırır. HawkOne gibi aterektomi cihazları, tedavi başarısını artırır ve işlem sonrası komplikasyonları en aza indirir. Bu cihazların kullanımı, perkütan işlemlerde daha iyi hasta sonuçlarına ve daha düşük komplikasyon oranlarına yol açar, böylece tedavi süreçlerini daha güvenli ve etkili hale getirir.
Diabetik Ayak:
Diabet orta boy, küçük boy arterleri ve kılıcal damarları tutan sistemik bir hastalıktır. Sinir uçlarında da hasar oluşturan diabetin sıklıkla ortaya önemli bir komplikasyonu diabetik ayak ülserleridir. His bozukluğu ve beslenme kusuru, diabet hastalarının ayaklarını travmalardan yeterince koruyamamasına ve kapanmayan yaraların açılmasına sebep olurlar. Diabetik ayak bakımındaki en önemli hedef diabetik ayak ülserlerinin açılmasını önlemektir. Diabet hastalarının en az yılda bir defa “podiatri” (ayak bakımı) muayenesi yaptırması önerilir. Bu muayenede ayak cildinin durumu, ayak nabızlarının ve his kusurunun olup olmadığı kontrol edilir. Eğer bir arter tıkanıklığı sorunu var ise ilk olarak anjioplasti ya da cerrahi yöntemler kullanılarak dolaşım bozukluğu giderilmelidir. Diabetik ülser oluşmuş ise ek olarak biyolojik yara bakım ürünleri, hiperbarik oksijen tedavisi ve VAC (Vacum Assisted Closure / negatif basınçlı yara tedavisi) gibi yöntemler kullanılabilir. Diabette oluşan ayak ülserlerinin giderilmesi için kalp ve damar cerrahisi, dermatoloji, enfeksiyon hastalıkları, ortopedi, fizik tedavi ve endokrinoloji uzmanları gibi bir çok hekimin birlikte çalışması gerekmektedir.




Karotis darlığı:
Karotis darlığı, şah damarları olarak da bilinen, beyne kan taşıyan karotis arterlerinde oluşan daralmayı ifade eder ve inme (felç) riskini ciddi şekilde artıran bir durumdur. Karotis arterleri, boynun her iki yanında bulunan ana damarlar olup, beyne oksijen ve besin maddeleri taşıyan kanın büyük bir kısmını sağlar. Bu arterlerde meydana gelen darlık, genellikle ateroskleroz (damar sertliği) nedeniyle olur ve plak adı verilen yağlı maddelerin birikimi sonucu gelişir. Karotis arterlerinde daralma, kan akışını kısıtlayarak beyne yeterli kan ulaşmasını engeller, bu da inme riskini artırır.
Karotis darlığı genellikle belirti vermeyebilir, ancak bazı hastalarda geçici iskemik ataklar (TIA) veya küçük inme belirtileri görülebilir. Bu belirtiler arasında ani görme kaybı, konuşma bozukluğu, vücudun bir tarafında uyuşma veya güçsüzlük gibi semptomlar yer alır. Bu belirtiler genellikle geçicidir, ancak acil müdahale gerektirir çünkü tam bir inmenin habercisi olabilirler.
Tedavi yöntemleri, darlığın şiddetine, hastanın genel sağlık durumuna ve inme riskine bağlı olarak değişir. Medikal tedavi, hafif ila orta derecede darlıklarda sıklıkla tercih edilir. Bu tedavi, kan sulandırıcı ilaçlar, kolesterol düşürücü statin grubu ilaçlar ve kan basıncını kontrol eden ilaçları içerir.
Daha ciddi vakalarda, karotis endarterektomisi veya karotis stentleme gibi cerrahi müdahaleler gerekebilir. Karotis endarterektomisi, daralmış arterin açılarak plakların çıkarılması işlemidir. Bu yöntem, ciddi darlığı olan hastalarda inme riskini önemli ölçüde azaltır. Alternatif olarak, karotis stentleme işleminde, daralmış bölgeye bir stent yerleştirilir ve arterin genişletilmesi sağlanır. Bu işlem, yüksek cerrahi risk taşıyan hastalar için uygun bir seçenektir.
Sonuç olarak, karotis darlığı inme riskini artıran ciddi bir durumdur ve uygun tedavi yöntemleri ile bu risk önemli ölçüde azaltılabilir. Erken tanı ve tedavi, inme ve ilgili komplikasyonların önlenmesinde kritik öneme sahiptir.
Varisler:
Toplardamarların genişleyip uzaması, kıvrımlı bir görünüm kazanmasına varis adı verilir. Genellikle bacaklarda görülen varisler ağrı, bacaklarda şişme, egzema ve kaşıntı, ciltte renk değişiklikleri gibi belirtilere yol açarlar. Bacaklarda kramplar, ciltte kalınlaşma ve yer yer incelmeler, kanamalı ülserler açılması varislerin yol açtığı diğer sorunlardır. Ayrıca “huzursuz bacak sendromu” adı verilen gece uykusunda istemsiz bacak hareketlerinin de sebeplerinden birisi olduğu yönünde görüşler vardır. Varis tedavisi uygulanan hastaların huzursuz bacak sendromu belirtilerinin azaldığı tespit edilmiştir. Günümüzde varislerin tedavisinde radyo frekans enerjisi ile ablasyon ya da endovenöz lazer; “skleroterapi” (damar içine verilen kimyasal madde verilerek varislerin ortadan kaldırılması) ve “epidermal lazer” (cilt yüzeyine lazer) gibi uygulamalar kullanılmaktadır. Klasik cerrahi tedavi çok az sayıda hastada gerekli görülmektedir.








Kronik venöz yetmezlik:
Toplardamarlar içinde bulunan kapakların görevini yapamaması ve taşıması gereken kanı geriye kaçırması (reflü) sonucu oluşan bir durumdur. Toplardamarlar derin sistem, yüzeyel sistem ve bu iki toplardamar sistemini birbirine bağlayan “perforan” sistem olarak üç ayrı bölümde incelenir. Venöz yetmezlik bu üç sitemde de bulunabilir. Renkli Doppler Ultrasonografi toplardamar sisteminin incelenmesinde ve tedavi biçiminin seçiminde vazgeçilmez bir araçtır. Venöz yetmezliğinin bulunduğu lokalizasyona göre endovenöz lazer ya da radyofrekans ablasyon, skleroterapinin yanısıra masaj, kompresyon cihazları, özel bandaj ve çoraplar gibi uygulamalar yapılmaktadır.
Venöz ülserler:Venöz yetmezlik ve varislerin ileri evresinde, genellikle ayak bileği çevresinde oluşan ciltteki yaralardır. Venler içerisindeki kapakların yetersizliği sonucu gelişen ödem ve ciltteki beslenme bozukluğu bu ülserlere yol açar. Tedavisinde altta yatan venöz yetmezlik ve varislerin iyileştirilmesi ile birlikte ciltteki yaranın kapanması için biyolojik yara örtüleri, ödemin giderilmesi için masaj, kompresyon cihazları, bandaj ve basınçlı çoraplar kullanılır.
Ven trombozları:
Ven trombozları:Ven hastalıkları içerisinde en tehlikeli olanlarıdır. Derin venöz sistemde geliştiklerinde bulundukları yerden koparak dolaşım ile akciğerlerin damarlarına ulaşır ve tıkanmalara yol açarlar. “Pulmoner emboli” adı verilen bu durum ölümcül olabilir. Hareketsiz kalmaya sebep olan uzun yolculuklar, özelikle de uçak yolculukları sonrasında, uzun süre yatakta kalmayı gerektiren hastalıklarda, ortopedik operasyonlar sonrasında ve gebelik döneminde sık görülen bir hastalıktır. Bazı genetik yapıdaki insanlarda bu hastalığa daha sık rastlanır. Aile öyküsü önemlidir. Hastalığın tanısının erken konulması ve tedavisi pulmoner emboli’nin önlenmesi bakımından çok önemlidir. Tedavisinde genel olarak damar içindeki pıhtının eritilmesini sağlayan özel ilaçlar ve endovasküler girişimlerle pıhtının bulunduğu yerden temizlenmesi yöntemleri birlikte kullanılır.



Gebelik ve Kalp Sağlığı:
Gebelik sırasında gizli kalmış bazı kalp hastalıklarının ortaya çıkmasının yanı sıra gebeliğin kendisinin bazı kalp ve damar hastalıklarına yol açabildiği de görülmektedir. Gebelerde %4 oranında kalp ve damar sistemine bağlı komplikasyonlar görülebiliyor.Gebelik döneminde dolaşım sisteminde önemli değişiklikler olur, kalp debisi %30 -%50 oranında artar, kalp ritmi normalden 10 – 15/dk. daha yüksek olur. Arteryel basınç ise bebeğin beslenmesinde rol oynayan “plasenta” nın düşük dirençli dolaşımı nedeniyle 10 – 15 mmHg daha düşük hale gelir. Dolaşan kandaki serum bileşeni artar, kanın şekilli elemanlarının artışı bu denli fazla olmaz ve kan hücreleri, izafi olarak azalır.Gebeliğin son 3 ayı içerisinde anne karnında belli bir büyüklüğe ulaşan bebek karın arka duvarında yer alan damarlara baskı oluşturabilir. Bu durum özellikle sırtüstü yatar pozisyonda daha belirgindir. “Vena kava kompresyon sendromu” olarak da adlandırılır. Düşük tansiyon ve bayılma gibi belirtileri olan gebeler özellikle bu nedenle sol yana doğru yatırılmalıdır.Doğum sırası kalbin en fazla stres altında kaldığı dönemdir. Kalp hızı kan basıncı ve kalbin atım hacmi artar ve doğum süresince devam eder. Doğumdan hemen sonra kalbin ritmi ve kan basıncı normale döner. Genel olarak anne normal doğum sırasında 300 – 400 ml., Sezaryen ile doğumda ise 500 – 800 ml. kan kaybeder. Sağlıklı bir annede doğum süreci bir sorun oluşturmaz, ancak doğumsal ya da edinsel bir kalp hastalığı bulunan annenin kendisi ve bebeği risk altındadır. Bu nedenle gebelik sırasında kalp ve damar hastalıklarının tanısı çok önemlidir.•Annede bilinen bir kalp hastalığı varsa,•Dudaklar ve veya parmak uçlarında morarma görülüyor ise, •Gebenin günlük aktivitesinde belirgin bir düşüklük ve çabuk yorulma hali var ise,•Önceki gebeliğinde ortaya çıkan şeker hastalığı, yüksek tansiyon görülmüş ise,•Önceki gebeliğinde erken doğum, düşük doğum ağırlıklı bebek var ise gebe kalp ve damar hastalığı yönünden risklidir.Genellikle bir kalp hastalığı doğumdan önce rutin muayeneler sırasında belirlenir. Sol kalp tarafında kalan kapak hastalıkları özellikle darlık oluşturuyor ise tehlikelidir. Ayrıca gebelik sırasında “kardiyomiyopati” olarak adlandırılan kalp kasının zayıflaması durumu görülebilir 4000 gebelikte 1 görülen bu hastalık doğumdan sonra iyileşmeyebilir, ciddi kalp yetmezliği ve ölüm ile sonuçlanabilir. Gebelik kardiyomiyopatisinde erken doğum gerekebilir, eğer düzelme olmuş ise yeni bir gebeliğe izin verilmez.Gebelikte sık görülen egzersiz sırasında nefes darlığı, çabuk yorulma, bacaklarda şişme, çarpıntı gibi belirtiler aynı zamanda kalp yetmezliğinin de belirtileridir. Bu nedenle gözden kaçabilir. Ancak gebelerde göğüs ağrısı, istirahat sırasında nefes darlığı, gece gelen nefes darlığı uzun süren çarpıntı atakları normal değildir ve araştırılması gerekir.Kalp hastalığı olan gebelerin doğumları tam donanımlı merkezlerde bu konuda uzman bir ekibin gözetimi altında gerçekleştirilir. Genellikle bebek ve annedeki dolaşımı en az etkileyen normal doğum tercih edilir. Ancak gerekli tedaviler ile ağrı süresi kısaltılmalıdır. Sezaryen ile doğumda dolaşım daha fazla etkileneceği için doğumu güçleştiren obstetrik problemler dışında tercih edilmez.
Hamile Kadınlarda Pulmoner Embolizm:
Hamile kadınlarda pulmoner embolizm (PE) riski, gebelik ve doğum sonrası dönemde sık karşılaşılan önemli bir sağlık sorunudur. Gebelik sırasında vücutta meydana gelen fizyolojik değişiklikler, kan pıhtılaşma eğilimini artırarak derin ven trombozu (DVT) ve buna bağlı olarak pulmoner embolizm riskini arttırır. Özellikle doğum sonrasındaki ilk altı hafta, bu riskin en yüksek olduğu dönemdir. Sezaryen ile doğum gibi cerrahi müdahaleler, doğum sırasında kanama ve enfeksiyon gibi komplikasyonlar da PE riskini arttırabilir. Pulmoner embolizm, akciğerlerin damar sistemine pıhtıların ilerleyerek tıkanma oluşturmasıdır ve hızlı bir şekilde tedavi edilmediğinde hayati tehlike taşır. Bu nedenle, doğum sonrası dönemde kadınların PE belirtilerine karşı bilinçli olması, nefes darlığı, göğüs ağrısı, ani ve şiddetli baş dönmesi gibi belirtilerin varlığında derhal tıbbi yardım alması önemlidir. Risk taşıyan kadınlar için, doktor tarafından önerilen kan sulandırıcı ilaçlar veya kompresyon çorapları gibi önleyici tedbirler alınmalıdır. Doğum sonrası dönemde düzenli doktor kontrolleri, PE riskinin azaltılmasında ve erken teşhis edilmesinde kritik bir rol oynar. Böylece, doğum yapan kadınlar PE tehlikesinden korunabilirler.




Masif Pulmoner Embolizm:
Masif pulmoner embolizm (PE), akciğerlere giden ana damarların birinde ya da her ikisinde birden büyük bir kan pıhtısının tıkanması sonucu ortaya çıkan ve hızlı müdahale gerektiren hayati bir durumdur. Bu durumda uygulanan tedaviler, hastanın durumunun ciddiyetine göre belirlenir:
1. Antikoagülan Tedavi:
-
Heparin: İlk tedavi olarak genellikle intravenöz (IV) heparin kullanılır. Heparin, kanın pıhtılaşmasını önleyerek mevcut pıhtının büyümesini engeller ve yeni pıhtıların oluşumunu önler.
-
Oral Antikoagülanlar: Stabil hale geldikten sonra hastalar, varfarin veya doğrudan oral antikoagülanlar (DOAC'lar) gibi uzun süreli antikoagülan tedaviye geçer.
2. Trombolitik Tedavi:
-
Trombolitikler (Pıhtı Çözücüler): Masif PE'de, hastanın hayatını tehdit eden ciddi bir durum söz konusu olduğunda trombolitik ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar, pıhtıyı hızla çözerek akciğerlerdeki tıkanıklığı giderir. TPA, Urokinaz ve Streptokinaz gibi ilaçlar bu amaçla kullanılır.
-
Trombolitik tedavi, genellikle hemodinamik bozukluk (şok, ileri derecede tansiyon düşüklüğü) durumunda tercih edilir, çünkü bu durumlar tehlikenin büyüklüğünün belirtileridir.
3. Kateter Yönlendirmeli Tedaviler:
-
Kateterle Tromboliz: Bir kateter aracılığıyla doğrudan pıhtıya trombolitik ilaçlar enjekte edilir. Bu yöntem, sistemik trombolitik tedavinin risklerini azaltmak amacıyla kullanılabilir.
-
Kateter Yönlendirmeli Mekanik Tromboektomi: Kateter aracılığıyla pıhtı fiziksel olarak parçalanabilir veya çıkarılabilir.
4. Cerrahi Embolektomi:
-
Cerrahi Müdahale: Eğer trombolitik tedavi kontrendike ise veya yeterli yanıt alınamıyorsa, cerrahi embolektomi düşünülebilir. Bu işlem, pıhtının cerrahi olarak çıkarılmasını içerir ve genellikle son çare olarak kullanılır.
-
5. Destekleyici Tedavi:
-
Oksijen Tedavisi: Hastanın oksijen satürasyonunu korumak için oksijen tedavisi uygulanabilir.
-
Sıvı ve İlaç Tedavisi : Şok belirtileri olan hastalarda sıvı tedavisi ve gerekirse inotropik (tansiyon yükseltici) ilaçlar kullanılabilir.
Masif PE tedavisinde zaman çok önemlidir. Hızlı ve etkili bir müdahale, hastanın hayatını kurtarmak için kritik öneme sahiptir.
Bir diyaliz hastasında arteriyovenöz (AV) fistül oluşturulması, diyaliz tedavisinin etkinliği ve hastanın uzun vadede sağlık durumunun korunması açısından hayati öneme sahiptir. AV fistül, cerrahi bir işlemle hastanın arter ve veninin hassas bir şekilde dikilerek birbirine ağızlaştırılması yöntemiyle oluşturulan bir damar bağlantısıdır. Bu işlem, özellikle hemodiyaliz tedavisi gören hastalarda, kanın diyaliz makinesine yeterli hızda ve basınçta akmasını sağlamak amacıyla yapılır.
AV fistülün önemi, birkaç temel faktörle açıklanabilir. İlk olarak, doğal bir damar yapısından oluştuğu için, enfeksiyon riski ve pıhtı oluşumu gibi komplikasyonlar, diğer damar erişim yöntemlerine göre daha düşüktür. Sentetik greftler veya santral venöz kateterler, enfeksiyon riski ve tıkanma gibi problemlerle daha sık karşı karşıya kalırken, AV fistüllerde bu riskler çok düşüktür. Bu durum, hastanın yaşam kalitesini artırır ve hastaneye yatışları azaltır.
İkinci olarak, AV fistüller uzun ömürlüdür ve iyi bakıldığında yıllarca kullanılabilir. Fistülün olgunlaşması birkaç hafta veya ay alabilir, ancak olgunlaştıktan sonra kan akışını ideal hale getirir ve diyaliz tedavisinin etkinliğini artırır.
Üçüncü olarak, AV fistül sayesinde yüksek debili kan akışı sağlanır, bu da diyaliz sırasında kanın etkili bir şekilde temizlenmesini mümkün kılar. Bu yüksek debili kan akışı, toksinlerin ve atık ürünlerin vücuttan daha hızlı ve etkili bir şekilde uzaklaştırılmasını sağlar, böylece hastanın genel sağlık durumunu iyileştirir.
Sonuç olarak, AV fistül, diyaliz hastaları için en güvenilir ve uzun ömürlü damar erişim yöntemlerinden biridir. Doğru bir şekilde oluşturulması ve bakımı, hastaların diyaliz tedavisinden maksimum faydayı sağlamalarını ve yaşam kalitelerinin artmasını sağlar. Bu nedenle, hemodiyaliz gereksinimi olan hastalarda AV fistül oluşturulması, tedavi sürecinin vazgeçilmez bir parçasıdır.
Diyaliz Hastasında Arteriyovenöz (AV) Fistül:



Karbondioksit Anjiografisi:
Karbondioksit anjiografisi (CO2 anjiografi), özellikle kontrast maddeye alerjisi olan veya böbrek fonksiyonları zayıf olan hastalar için önemli bir alternatif sunar. CO2, suyla karışmayan bir gaz olduğu için, kontrast maddelerinin neden olduğu böbrek hasarı riskini ortadan kaldırır ve böbrek yetmezliği olan hastalarda güvenle kullanılabilir. Ayrıca, düşük yoğunluğu nedeniyle damar içinde hızla dağılır, bu da görüntüleme sırasında daha az yan etkiye yol açar. Diğer bir avantajı ise, CO2'nin vücut tarafından hızla emilmesi ve doğal yollarla ortadan kalkmasıdır. Bu özellikleri sayesinde, CO2 anjiografisi, damar cerrahisi ve girişimsel radyoloji alanlarında özellikle yüksek riskli hastalarda değerli bir görüntüleme yöntemidir.
Hemodializ Kateterleri:
Hemodiyaliz hastalarında geçici ve kalıcı kateter takılması, özellikle arteriyovenöz (AV) fistül veya greft gibi uzun vadeli damar erişim yöntemlerinin kullanılamadığı durumlarda, hayati önem taşır. Kateterler, acil diyaliz ihtiyacı olan hastalarda hızlı ve güvenilir bir damar yolu sağlamak için kullanılır. Geçici kateterler, kısa süreli kullanım için tasarlanmış olup, genellikle acil durumlarda veya AV fistül olgunlaşana kadar geçici bir çözüm olarak kullanılır. Kalıcı kateterler ise, AV fistül veya greftin mümkün olmadığı ya da başarısız olduğu durumlarda, uzun süreli diyaliz tedavisi için tercih edilir.
Bu kateterlerin takılması sırasında ultrasonografi ve anjiyografi gibi görüntüleme yöntemlerinin kullanılması, işlemin başarısını ve güvenliğini artırır. Ultrasonografi, kateterin yerleştirileceği damarın doğru bir şekilde bulunmasını ve giriş noktasının en uygun yerden yapılmasını sağlar, komplikasyon riskini azaltır, işlemin daha hızlı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesine olanak tanır. Ultrasonografi ayrıca, damar tıkanıklıkları veya anormalliklerin tespit edilmesine yardımcı olur, böylece komplikasyon riski en aza indirilir.
Anjiyografi, kateterin doğru yerleştirildiğini ve kan akışının uygun olduğunu doğrulamak için kullanılır. Anjiyografi, damarlardaki daralma veya tıkanıklıkların net bir şekilde görüntülenmesini sağlar, bu da kateterin en uygun şekilde yerleştirilmesini sağlar. Özellikle kalıcı kateter yerleştirilirken, bu teknikler sayesinde kateterin uzun süre sorunsuz bir şekilde kullanılabilmesi sağlanır.
Sonuç olarak, hemodiyaliz hastalarında geçici ve kalıcı kateter takılması sırasında ultrasonografi ve anjiyografi gibi görüntüleme yöntemlerinin kullanılması, işlemin başarısını artırarak komplikasyonları azaltır. Bu sayede hastaların güvenli bir şekilde diyaliz tedavisi alması sağlanır.






Lenfanjit:
Dolaşım sistemimizde atardamar ve toplardamardan sonra üçüncü sırada gelen lenf kanallarında gelişen iltihap olarak tanımlanabilir. Kızarıklık, ağrı, ateş ve bölgesel lenf bezlerinde şişme ile seyretmektedir. Ciltteki bir çatlak, yaralanma vb. sonrasında görülür, ya da tırnak mantar enfeksiyonuna eşlik eder. Genellikle “Streptokok” grubu bakteri enfeksiyonu sonucu oluşur. Erken dönem tedavisinde çeşitli antibiotikler ve lokal solüsyonlar ve yatak istirahati gerekir. Erken dönem sonrasında kalıcı ödem gelişmemesi için masaj, egzersiz, kompresyon cihazları bandaj ve basınçlı çoraplar kullanılır.
Kemoterapi portları:
Kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi ve diğer intravenöz (IV) tedavi yöntemleri, hastalar için zorlu ve uzun bir süreç gerektirebilir. Bu tedaviler sırasında sürekli olarak damar yolu açılması, zamanla damarların yıpranmasına ve hastaların konforunun azalmasına neden olabilir. İşte bu noktada, port takılması işlemi devreye girer ve hastalar için büyük bir kolaylık sağlar.
Port, cilt altına yerleştirilen küçük bir cihazdır ve genellikle göğüs bölgesine yerleştirilir. Bu cihaz, kateter adı verilen ince bir tüp aracılığıyla büyük bir damara bağlanır. Portun dış kısmı deri altında kalır ve dışarıdan görülemez. Tedavi sırasında portun üzerine bir iğne ile girilerek kemoterapi, sıvı tedavisi veya kan alınması gibi işlemler kolayca yapılabilir.
Portun sağladığı en büyük avantajlardan biri, sürekli damar yolu açılması gerekliliğini ortadan kaldırmasıdır. Kemoterapi gibi uzun süreli ve sık aralıklarla uygulanan tedavilerde, her seferinde yeni bir damar yolu açılması yerine, port üzerinden kolayca işlem yapılabilir. Bu, özellikle damarları ince veya zor bulunan hastalar için büyük bir rahatlık sağlar. Ayrıca, portun kullanımı sırasında enfeksiyon riski de diğer yöntemlere göre daha düşüktür, çünkü port cilt altında korunaklı bir şekilde yerleştirilmiştir.
Port takılması işlemi genellikle kısa süren bir cerrahi müdahale ile gerçekleştirilir ve hastalar aynı gün taburcu olabilir. Lokal anestezi altında yapılan bu işlem, hastalar için minimal bir rahatsızlık yaratır. Port, tedavi süresi boyunca kullanılabilir ve tedavi tamamlandığında yine basit bir cerrahi işlemle çıkarılabilir.
Sonuç olarak, port takılması kanser tedavisi gören hastalar için büyük bir kolaylık sağlar. Bu cihaz, tedavi sürecini daha konforlu hale getirir, damarların yıpranmasını önler ve tedaviye bağlı komplikasyon risklerini azaltır. Bu sayede, hastalar hem fiziksel hem de psikolojik olarak daha rahat bir tedavi süreci geçirebilirler.







AVF Darlık ve Tıkanıklıklarında Anjioplasti İşlemleri:
Arteriovenöz fistül (AVF) darlıkları ve tıkanıklıklarında balon dilatasyonu ve stent uygulamaları, hemodiyaliz hastaları için kritik öneme sahip olan AVF'nin işlevini sürdürebilmesi için yapılan müdahalelerdir. Balon dilatasyonu, daralmış bölgeyi genişleterek kan akışını iyileştirir ve işlem genellikle minimal invazivdir, hastaya hızlı bir iyileşme süreci sunar. Stent uygulamaları ise, balon dilatasyonu sonrası darlığın tekrarlamasını önlemek için kullanılır. Stent, daralan damar segmentini açık tutarak uzun vadede daha kalıcı bir çözüm sağlar. Bu iki yöntem, AVF'nin korunması ve hastaların tekrarlayan cerrahi müdahalelere olan ihtiyacının azaltılması bakımından son derece etkilidir. Ayrıca, bu işlemler genellikle lokal anestezi altında yapılır ve komplikasyon oranları düşüktür, hemodiyaliz hastaları için güvenli ve etkili tedavi seçenekleridirler.
Hakkımızda
1994 Yılından Beri Hizmetinizde
Mezun Olduğu Tıp Fakültesi ve Yılı: İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi 1987
Uzmanlık Eğitimi Aldığı Yer ve Yılı: İ.Ü.T. F. Kalp ve Damar Cerrahisi 1994
Doçentlik :Şişli Memorial Hastanesi 2004
Profesörlük: Maltepe üniversitesi Tıp Fakültesi 2010
Mesleki Deneyim:
2024 - Halen Medicana Bahçelievler Hastanesi
2014 - 2024 Memorial Hizmet Hastanesi
2013 - 2024 Şişli Memorial Hastanesi
2009 - 2012 Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi
2001- 2009 Şişli Memorial Hastanesi
2000 - 2001 Florence Nightingale Hastanesi
1999 - 2000 Onze Lıeve Vro Hospital- Fellow
1997 - 1999 Florence Nightingale Hastanesi
1994 -1997 Koşuyolu Kalp ve Araştırma Hastanesi
1988 -1994 İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi
1987 - 1988 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Tıbbi İlgi Alanları:
Minimal İnvaziv Kalp Cerrahisi (Küçük kesi ile ameliyat),
Robotik kalp cerrahisi,
Varis tedavileri (RF Ablasyon, Skleroterapi)
Endovasküler Cerrahi (EVAR / TEVAR),
Periferik Damar cerrahisi (Diabetik ayak, Ateroskleroz)
Hemodializ yolu cerrahisi,

Hasta Deneyimleri:
Hasta Deneyimleri
se...z
Doğrulanmış
22 Aralık 2021Konum: Memorial TBV Hizmet Hastanesi • Dam...daha fazla
Çok değerli Harun hocam için ne yazsam az kalır... 28 Nisan 2021 tarihinde annemin aort ve mitral kapak değişim ameliyatını başarıyla gerçekleştiren alanın da eşsiz çok değerli bir bilim insanı... Anneme yeniden hayat veren ve ameliyat öncesi sonrası bizleri psikolojik olarak rahatlatan tavrı , güven veren konuşması , içimizde ki tedirginlikleri sonlandıran babacanlığı ile bizlere güç veren hocamız. Annem geçirdiği her sağlıklı gün için Harun hocamızın sağlığına duacı.. Cerrahi operasyon müdahalesi için biz çok geç kalmıştık aslında belki de kader bizim yollarımızı Harun hocam ile kesiştirmek için oyalamıştı. Annem 10 sene boyunca kalp romatizması hastalığını bildiği halde hep korktuğundan ve kendini karşımıza çıkan doktorlara emanet etmek istemediğinden erteledi ve bu yüzden 2 defa felç geçirdi her şey üst üste gelmişti. Taa ki Harun hocamız karşımıza çıkana kadar.. Annem Harun hocam sayesinde şuan hayatta. Hastanede 2 AY boyunca her gün annemin daha iyi olması için çabaladı elinden gelenin de fazlasını yaptı diyebilirim. Prof. Dr. Harun Arbatlı hocamıza ve ekibine sonsuz teşekkürler. Her hasta ve yakınının eminim ki sizin gibi insanlığı üst düzeyde olan doktorlara ihtiyacı var. İyi ki varsınız Hocam !
F
fa...l
Doğrulanmış
2 Nisan 2021Konum: Memorial TBV Hizmet Hastanesi • Koron...daha fazla
30 mart2021de eşimi ameliyat ederek 3 damar 1 kapak ameliyatını başarı İle gerçekleştiren,ameliyat öncesi ve sonrası her türlü bilgiyi vererek bizleri rahatlatan Prof DrHarun Arbatlı hocamıza ve değerli ekibine sonsuz minnettarız.Son derece nazik,sabırlı,hoşgörülü bir insan.Binlerce kez teşekkürler.
E
eg...ş
Doğrulanmış
21 Kasım 2020Konum: Memorial TBV Hizmet Hastanesi...daha fazla
Bahçelievler memorial böbrek hastanesinde 16 Kasım 2020 tarihinde acil olarak geldiğim aort patlaması sonucu ameliyatımı yapan iki stent iki yapay damar takan Prof.Harun ARBATLI ve ekibine sonsuz teşekkürler ederim.Allah hepinizden razı olsun Ve sizi korusun iyi ki varsınız
S
se...i
Doğrulanmış
20 Eylül 2020Konum: Memorial TBV Hizmet Hastanesi • Koron...daha fazla
Bahçelievler memorial hizmet hastanesinde 05.08.2020 tarihinde babam Mehmet AKTI'yı by-pass ameliyatı ile 3 damar değişimi olacak şekilde ameliyatını gerçekleştiren Prof. Dr. Harun Arbatlı'ya ve ekibine sonsuz teşekkür ederim gerek ameliyat öncesi desteği gerek ameliyatın zorluk derecesinin yüksek olmasına rağmen sorunsuzca sonlanması ve en önemlisi ameliyat öncesi ve sonrasında babamın çok huysuzlanıp söylenmesine ragmen hiç eksilmeyen ilgi ve sevgisi sebebiyle şükranlarımı sunarım Allah siz ve sizin gibi tüm doktorlarımızı korusun ve bizim başımızdan eksik etmesin iyiki varsınız..
M
me...5
Doğrulanmış
7 Aralık 2017Konum: Memorial TBV Hizmet Hastanesi
23.11.2017 de Memorial Hizmet Hastanesi’ nde diabet hastası olan 71 yaşındaki babamızın kalbi besleyen 3 ana damar 1 aort kapakçığı 1 mitral kapakçık değişimlerini çok çok başarılı bir ameliyat ile değiştiren Prof.Dr. Harun Arbartlı ya, yanında bulunan Op. Dr. Emrah Ereren’ e, tüm ameliyat ekibine, yoğun bakım ve kat servisi hemşirelerine çok çok teşekkür ederiz. Prof. Dr. Harun Arbatlı nın yaptığı titiz ameliyatı kadar hasta odaklı, insan odaklı yaklaşımları çok önemliydi bizim için..Herkese teşekkürler...Sarıgüllü Ailesi
id...ş
Doğrulanmış
25 Ağustos 2017Konum: Memorial TBV Hizmet Hastanesi • Var...daha fazla
Bugün muayenesine ilk defa gittim ve çok sıcak ilgili buldum...varis ile ilgili problemim vardı..varis im ile ilgili bilgilendirdi beni..belli bi süreden sonra tekrar gideceğim kendisine
O
on....
Doğrulanmış
11 Ağustos 2017Konum: Memorial TBV Hizmet Hastanesi • Ka...daha fazla
Doğuştan Kalp Kapakçığı Eksik Olan Babamın 02.08.2017 Tarihinde aynı anda Aort Anevrizması Değişimi , Kalp Kapakçığı Değişimi ve By-pass 3 damar değişimini 8 saat süren operasyonun sonunda başarılı bir şekilde gerçekleştiren en başta ''HARUN ARBATLI Doktorumuza ve EKİBİNE''Ne kadar Teşekkür Etsek Az kalır. Ülkemiz de bu denli Bilgili,Donanımlı ve Mütevazi Doktorların olması çok güzel.
O
os....
Doğrulanmış
9 Ağustos 2017Konum: Memorial TBV Hizmet Hastanesi • Ka...daha fazla
Bilinen birçok hastanede birçok hocamızla görüştüm. Amacım SGK emeklisi babamın by-pass ameliyatını güvenilir ellerde ve bütçemize uygun şekilde yaptırmaktı. Konuştuğum tüm hocalarda başka birilerine daha soralım düşüncem gitmedi bir türlü ta ki Harun Bey'i ziyaret edene kadar. İlgisi, insanlığı, donanımı, en ufak detaya kadar bilgilendirmeleri, bizim adımıza diğer birimlerden aldığı randevular, by-pass öncesi güzel bir ameliyat olması için yapılan tüm bu tür hazırlıklar... ve bugün ameliyatımız sorunsuz gerçekleşti. Yarın da hastamızı göreceğiz inşallah. Cafedeki çalışanlardan asistanlarına, katlardaki hemşirelere kadar... sevmeyeni yok...
G
gü....
Doğrulanmış
1 Nisan 2017
Sevgili Harun hocamız babamın aort anevrizması sorununu 8 saatlik bir ameliyat sonrasında çözmüştür.Kendisi alanında tektir.Üstün başarısı , hasta ve hasta yakınlarına olan sevecen tavrı, ilgisi, alakası kendisini bizim için vazgeçilmez kılmıştır. Harun hocamızdan Allah razı olsun.Kendisine sonsuz teşekkürler.
tc...n
Doğrulanmış
10 Mart 2017
80 yaşımdaki babam için kendisine müracaat ettik. Ekibi ile beraber son derece tecrübeli ve başarılı operasyonu ile tedavimizi gerçekleştirdi. Yakınlarına sabırla ve itinayla bilgi paylaşımı her odaya geldiğinde hastası ile iletişimi sayesinde bizi inanılmaz derecede rahatlattı. Tanıştığımız andan itibaren emin ellere teslim ettiğimizi zaten anlamıştık. Kendisine sağlıklı, mutlu uzun bir ömür diliyorum. Saygılarımla, Nadya Ünlüsoy
.....
Doğrulanmış
7 Ocak 2017
28.12.2016 da annemin göğüs ve sırt ağrısıyla hizmet memorial hastanesine basvurduk yapılan tetkikler ve anjiyo sonrası 66 yaşındaki annemin acil olarak açık kalp ameliyatının yapılmasına karar verildi.Bu ameliyatı başarıyla gerçekleştiren prof. Dr.harun arbatlı hocamiza öncesinde ve sonrasında göstermiş olduğu yakın ilgisinden hastasını en iyi şekilde rahatlatıp güler yüzlülüğünü hic eksit etmeyen sakin tavırlarından dolayı teşekkür ediyoruz.Annem ameliyat sonrası kalp ameliyatı deģilde güzellik ameliyatı geçirmiş oldugunu söyledi:) siz değerli hocamıza sonsuz sevgilerimizi iletiyoruz Muradiye Sevginer ve Kızları
.....
Doğrulanmış
28 Kasım 2016
Böbrek hastası olan babamın diyaliz sürecinde çok yardımcı oldu. Tedavi sürecindeki psikolojik desteği ve sabrı için de ayrıca teşekkürlerimi sunarım.
i̇...ş
Doğrulanmış
14 Kasım 2016
TEŞEKKÜR: Kızkardeşim Nigar Atış'ın kalp kapakçığı operasyonunu başarı ile gerçekleştiren; başta, alçakgönüllü ve hatırnaz hocam Prf. Dr. Harun Arbatlı olmak üzere ekibinden Op. Dr. Cüneyt Şelli ve Op. Dr. Emrah Ereren'e, anjiyosunu yapan Doc.Dr. Suat hocama ve ekibine ve gayretkeşlikleri ve güleryüzlü hizmetleri ile bize ve bütün hastalara ellerinden gelen tüm gayreti gösteren Memorial Hizmet Hastanesi personeline en içten teşekkürlerimi sunarım. Allah hepsinden razı olsun. İbrahim Atış
ar...z
Doğrulanmış
6 Ağustos 2016
Bahçelievler memorial hizmet hastanesinde 25.02.2016 tarihinde babam Çetin Solmaz'ı by-pass ameliyatı ile 3 damar değişimi olacak şekilde ameliyatını gerçekleştiren Prof. Dr. Harun Arbatlı'ya gerek mental olarak ameliyat öncesi desteği gerek ameliyatın zorluk derecesinin yüksek olmasına rağmen sorunsuzca sonlanması ve en önemlisi ameliyat sonrası dönemde ailemizden biriymişçesine olan ilgi ve sevgisi sebebiyle şükranlarımı sunarım Allah o ve onun gibi doktorlarımızı korusun başımızdan eksik etmesin..
es...k
Doğrulanmış
28 Mart 2016
19.03.2016 da annem kalça protezi için Hizmet Hastanesine tetkitlerin hazırlanması için geldiğimiz de anestezi doktorumuzun annemin nefes alışlarındaki düzensizliği farkedip Sn. Harun hocamıza yönlendirdi ve sonrasında 3 ana damarımızın tıkalı olduğunu belirtti. Bize çok sakin ve samimi bir şekilde baypas olması gerektiğini söyledi ve sonrasında 23.03.2016 da ameliyatımız gerçekleşti. Saygıdeğer Harun Arbatlı hocamız sayesinde 68 yaşında olan annemin ameliyatı başarı ile gerçekleşti. İlgili, güler yüzlü, samimi ve güven veren Sn. Harun Arbatlı'ya ve hemşirelerimize teşekkürlerimizi sunuyoruz... Ayşe Vatansever ve Ailesi.
D
da...b
Doğrulanmış
7 Ağustos 2015
Alanında en iyi hekimlerden biri Memorial Hizmet hastanesinde amcamın ameliyatını sorunsuz atlatmamızı sağladı... Size her şeyi ayrıntıları le sıkılmadan anlatıyor...
A
ar...m
Doğrulanmış
27 Aralık 2014
Dr Harun bey çok başarılı, insani yönü kuvvetli ve her zaman hastasını takipte sınır tanımayan bir Dr. Kendisni tanımış olmaktan çok memnunum
M
mi...r
16 Ocak 2014
Harun beyle 20 yıl önce oğlumun rahatsızlığından dolayı tanısmıstım.Kendisi öncelikle cok insanlıklı birisiydi...İstanbul üniversitesi Çapa tıpfakültesinde Kalp damar ceraahi servisinde oğlumun asistan doktoruydu...Ben bu kadar işini severek yapan bir doktora daha hiç rastlamadım...20 yıl önce daha Harun beyin bu yolda cok basarılı olacağını anlamıstım...İnşallah sağlıklı bir sekilde yoluna devam eder...kendisi adına allahtan en büyük dileğim budur ...Allah tutuğunu altın etsin...
M
mi...r
25 Aralık 2013
Dr Harun Arbatlının hastasıyım benim ve doğmamış ikizlerimin hayatını kurtardı. Genetik pıhtılaşma hastalığım var.Hamileliğim zamanında üç damarım tıkandı ve gebeliği sonlandırmazsam ölebileceğim söylendi.Ben harun beyle beraber bu durumun üstesinden geldim tedavisi sonucu ikizlerime sağsalim kavuştum .Allah böyle doktorları başımızdan eksik etmesin. Doktor beye çok teşekkür ederiz. Banu Türken Al ikizler Banu Begüm Al ,Banu Betül Al